N Kolay, "bankasız" nüfusun dijital dönüşümüne talip

PSM Advertorial

N Kolay şubeleri, gerek nakitsiz topluma geçişte gerekse hizmet verilen yaklaşık 7 milyon N Kolay müşterisinin dijital dönüşümü sürecinde çok önemli bir rol oynayacak. N Kolay Genel Müdürü Haluk Yum "Bu noktalarımız şube kapatan bankalar için de önemli fırsatlar barındırıyor" diyor... Haluk Yum ile N Kolay’ın yola çıkış hikayesini, ulaştığı noktayı, girişimcilik ve istihdam açısından sağladığı faydaları konuştuk...

Önce kısaca bize N Kolay’ın hikâyesinden bahseder misiniz?

Haluk Yum

Haluk YUM

N Kolay Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu A.Ş
Genel Müdürü

Projenin başlangıcı 2006 sonlarına yani bundan neredeyse 15 yıl öncesine dayanıyor. Bankanın nakit yönetimi departmanındayken İSKİ gibi, TEDAŞ gibi fatura üreten kurumların fatura ödeme merkezleriyle yaşadığı sıkıntıyı fark ettik. Piyasada, bir anda fatura ödeme merkezleri ortaya çıkmış, hızla yayılmış ancak buna paralel dolandırıcılıklar, mağduriyetler çoğalarak "faturazede" diye bir kitle oluşmuştu. Çünkü bu yapıların ne yasallığı ne de güvencesi vardı. Diğer taraftan, bu sektör önemli bir ihtiyaca binaen ortaya çıkmış, Bankalarda hesabı olmayan ya da hesapta bakiye tutamayan kitle için iyi bir çözüm olmuştu. Sonuçta hanehalkı elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi en az 4-5 ayrı faturayı her ay bir şekilde ödemek durumunda. Banka dışında yaygın bir alternatif olmayınca doğal olarak fatura ödeme merkezleri oldukça rağbet gördü. Ancak biraz önce zikrettiğim üzere yapının güvenlik ve resmiyet gibi önemli bir zafiyeti vardı.

İşte tam bu noktada devreye girip, fatura kurumlarına "Bunlardan uygun olanları seçip, teminatlandırsak, size güvence versek, resmi tahsilat yetkisi verir misiniz" sorusunu yönelttiğimizde çok hızlı bir şekilde olumlu dönüş aldık.

Bu şekilde bankanın nakit yönetimi departmanı olarak o günkü ismiyle "Yetkili Ödeme Merkezi" projesini başlattık. Masasıyla, tabelasıyla bir standardı olan yüzlerce franchise hizmet merkezi açtık.

Böylece regüle olmayan ama önemli bir ihtiyacı karşılayan bir yapıyı ıslah ederek dolandırıcılıkları önlemiş oldunuz... Kesinlikle. Sonuçta o tarihlerde 6493 sayılı kanun olmadığı gibi herhangi bir yasal mevzuat da yoktu. Tabii sadece sorunlu bir hizmet alanını ıslah etmekle kalmadık. Aynı zamanda yüzlerce ailenin kendi işletmesini kurmasına aracı olduk. Şu an 600 civarında aile kendi işinin sahibi ve yaklaşık 2 bin civarında istihdam sağlanıyor. Mevcut ekonomik koşullarda ülkemizde 2 bin kişilik bir istihdam için yüz milyonlarca TL’lik yatırım gerekliliği dikkate alındığında, ortaya çıkan işin ne denli değerli olduğunu da görüyorsunuz.

Sonuçta hem vatandaşın ihtiyacına mahallesinde cevap veriyor hem de cüzi hizmet bedelleriyle 2 bin kişilik bir istihdam yaratıyorsunuz. Münhasıran bu işle iştigal eden konsept mağazaların yanı sıra "shop in shop" modeliyle 4 bine yakın esnafta konumlandırdığımız kiosklarla hem hizmet ağındaki yaygınlığı artırdık hem de esnaf için ek gelir imkânı sağlamış olduk.

Temsilcilik ağımızı, hissedarlar kapitalizmi yerine, paylaşımcı ticari model şeklinde kurguladığımız ve "Önce temsilci ayakta kalacak gelire sahip olmalı, onlar kazanırsa biz de kazanırız" düşüncesiyle iş yaptığımız için 15 yıl boyunca gerek sayısal anlamda gerekse network yaygınlığı açısından devamlı büyüyüp, sadık bir temsilci ağına sahip olduk.